PRP + GRP ( GENÇLİK AŞISI )
PRP = Platelet Rich Plazma yani trombocyt yönünden zenginleştirilmiş plazma anlamına gelir.
Kişiden alınan kan bu işlem için özel üretilmiş bir tübe konularak ayrıştırma işlemi yapılır. Elde edilen molekül ; yine aynı kişiye cilt gençleştirme ve yapılanmasına destek amaçlı veya hasarlı bölgenin onarılması amacıyla enjeksiyon yoluyla geri verilir. Ayrıştırılan plateletler normalden 10 kat daha yoğundurlar. Plateletler vücudumuzun herhangi bir bölgesindeki hasarlanmış dokunun onarımını ve doğal hallerine dönmelerini sağlayan “büyüme faktörlerini” yapısında bulunduran kan elemanlarıdır.
Kollagen azalması, elastikiyet kaybı ve oluşmuş kırışıklıklarının düzeltilmesinde, yara-çatlak izlerinin iyileşmesinde, lazer-peeling uygulamalarının yarattığı hasarlanmayı hızlıca giderebilmek için, cildin parlak ve sağlıklı bir görünüm elde etmesini sağlamak için, saç dökülmesinde tek başına veya diğer tedavi seçeneklerini desteklemek için kullanılır.
Tüm cilt tipleri için uygun bir yöntemdir.
GRP ( Growt Factor Rich Plasma )
GRP Hangi Durumlarda Kullanılır?
•Lekeli bölgeler
•Akne skarları
•Sarkma ve kırışıklık olan bölgeler
•Çatlak tedavisi
•Saç dökülmeleri
GRP Hangi Bölgelere Uygulanabilir?
•Göz altı dahil tüm yüz
•Boyun ve dekolte bölgesi
•Saç dipleri
•Boyun
•Basen bölgesi
•El üzeri
- Published in ESTETİK
DOLGU ( HYALURONİK ASİT )
Hyalüronik Asit ( DOLGU )
Kırışıklıkları tedavi etmeye yardımcı dünyada da yaygın olarak kullanılan dolgu maddesi, Hyaluronik Asit’tir. FDA onaylı, hayvansal olmayan, enjekte edildiği yere hacim veren, güvenli ve doğal bir üründür. Etkisi hemen görülür ve seçilen konsantrasyona göre 4-10 ay devam eder.
Cilt altında bulunan ve zamanla azalan bu maddenin yerine konması ve hücreler arası boşluğu doldurması esasına dayanan bir uygulamadır.
Dolgu tedavisi ile yüzün çeşitli bölgelerinde hafif çizgilerden derin kırışıklıklara kadar tüm uygulamalarda sonuç almak mümkündür. Dolguların kırışıklıklar dışındaki kullanım alanları; dudak konturunu belirginleştirme, dudak dolgunlaştırma, yüzün çökmüş bölgelerine hacim vererek gençleştirme olarak sıralanabilir.
Kolajen enjeksiyonuna göre çok daha güvenli ve kalıcı olan bu uygulama 12-18 ayda iki kez yapılmaktadır. Uygulamadan 45 dakika önce lokal anestezi sağlandıktan sonra konsantrasyona göre seçilen özel iğneler yardımıyla enjekte edilir. Etkisi hemen görülüp sonuç uzun sürelidir. Kırışıklıkların dolgu maddesiyle düzeltilmesi yüzün görünümünde çok büyük farklılıklar yaratmakta, çok daha genç ve dinamik bir görünüm elde edilmektedir.
- Published in ESTETİK
BOTOX
Botox, estetik cerrahide sıkça kullanılan yöntemlerden bir tanesidir. Göz çevresinde, alında, burun kenarlarında, kaşların orta kısmında, dudak çevresinde ve boyun bölgesinde oluşan çizgilerin giderilmesinde etkili bir çözüm olan botox, botilinum toksinin sorunlu bölgelere enjekte edilmesiyle gerçekleştirilen bir işlemdir. Sık kullanılan mimik kaslarının yol açtığı çizgiler ve yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan kırışıklıklar için, peeling ve doldurma gibi işlemler de yapılabilmekte, ancak botox yöntemi kadar etkili olamamaktadır. Botox birkaç dakikada tamamlanan bir işlemdir. Aynı zamanda, uygulama esnasında kullanılan enjeksiyon iğneleri oldukça ince uçludur ve acı vermez.
Botox işlemi sonrası 2 gün içerisinde olumlu etkileri gözlemlenmeye başlanır ve 6 ay süreyle de etkisini devam ettirir. Botox 6 ayda bir uygulanabilen, geri dönüşlü bir tedavi yöntemidir. Botox ile yapılan enjeksiyon sayesinde mimik kasları gevşeyerek, cilt kırışıklıkları kaybolur. Botox, mimik kaslarındaki gevşemeyi, uygulanan bölgedeki kasları ve sinirleri bloke ederek sağlar. Botox uygulaması için kırışıklıkların derinleşmesini beklemeden, derhal ince çizgilere uygulama yaptırarak, ince çizgilerin yerleşmesini engelleyebilirsiniz.
Botox uygulaması sonrasında, işlemin yapıldığı bölgede her hangi bir kızarıklık meydana gelmemektedir. Tedavi bitiminde dikkat edilmesi gereken iki nokta vardır. Birincisi, işlem sonrası 2-3 saat süreyle mimik kaslarının çalıştırılması, ikincisi de yatay pozisyonda durmaktan kaçınılmasıdır. Botox hamile ve emzirme döneminde olan kadınlar dışında hemen herkese güvenle uygulanabilecek en hızlı ve etkili kırışık giderme tedavisidir.
- Published in ESTETİK
AKNE VE LEKE TEDAVİSİ
Sivilce (akne) tedavisinde sürme ilaçlar nasıl kullanılır?
Sivilce (akne) tedavisinde amaç hem sivilceleri (akne) kurutmak hem de yeniden sivilce (akne) çıkışına mani olmaktır. Bu yüzden sivilce (akne) ilaçları sadece sivilce (akne )üzerlerine değil tüm cilde yayarak uygulanmalıdır.
Sivilce (akne) tedavisi sırasında ciltteki değişiklikler nelerdir?
Sivilce (akne) tedavi ilaçları, ilk 2-4 hafta kuruluk yaratabilir. Sivilceler (akne) artabilir. Zamanla cilt temizlendikçe ve ilaçlara alıştıkça bu reaksiyonlar azalır.
Sivilce (akne) tedavisinde nelere dikkat edilmelidir?
Yüz hafif bir temizleyici jel ile günde 1-2 kez yıkanmalıdır. Sivilce (akne) tedavileri cildi inceltir ve hassaslaştırır. Bu nedenle sivilce (akne) tedavilerinde güneş lekesi oluşma riski artar. Bu nedenle, sabahları sivilceli (akne) ciltlere uygun, yağsız, en az 30 faktörlü güneşten koruyucu kullanılmalıdır. Güneşten koruyucular aynı zamanda cildi nemlendirerek cilt tahrişini engeller. Sivilce (akne) ilaçlarının neden olduğu kuruluk ve tahrişi azaltmak için, akşamları cilt temizliğinden sonra yağsız bir nemlendirici kullanılmalıdır.
Sivilce (akne) tedavisinde neler kullanmamalıyım?
Yağlı kozmetikler, yağlı fondoten, yağlı krem ve yağlı güneşten koruyucular kullanılmamalıdır.
Sivilce (akne) tedavisinde iyileşmeler ne zaman görülür?
İyileşme 2-4 ay arasında ortaya çıkar. Şiddetli tahrişlerde tedavi bırakılmalı, doktorunuzla görüşülmelidir.
Cilde sürülerek uygulanan sivilce (akne) ilaçları nelerdir?
•Antiseptik deri temizleyicileri
•Benzoylperoxide
•Azelaik asit
•Antibiotikler: clindamisin, eritromisin, sodiumsulfacetamide, nadifloxasin
•Retinoidler: tretinoin, adapalene, tazorac, isotretinoin
•Niacinamide içeren ürünler
•Salisilik asitli ve meyve asitli ürünler
•Yapma ilaçlar
Sivilce (akne) tedavisinde ağız yoluyla tedavi ne zaman gerekir?
•Yaygın sivilcelenme (akne)
•Ağrılı, derin papül ve nodüller
•Sivilce (akne) sonrası koyu leke ve derin izlerin kalması
Sivilce (akne) tedavisinde ağızdan kullanılan ilaçlar nelerdir?
•Antibiyotikler
•İsotretinoin
•Hormon ilaçları (sadece kadınlarda kullanılır)
Sivilce (akne) tedavisinde kullanılan antibiyotikler hangileridir?
Ağız yoluyla kullanılan antibiyotikler çeşitlidir: Tetrasiklin, eritromisin, doksisiklin, azitromisin, roxithromycin, trimethoprim-sulfamethoxazole vb.
- Published in ESTETİK
İş Müfettişinin Baktığı 15 Önemli Madde
İŞ YERİNİZE GELEN BİR MÜFETTİŞ;
1-makinelerinin kapağında bulunan ve kapak açıkken makinenin çalışmasını engelleyen switch sistemi
2-YANGIN HİDRANT HATTI VE YANGIN DOLAPLARI
3-acil çıkış kapılarının güzergahı ve kapı önü boşmu yoksa malzemelerle kapalı veya engelli mi?
4-İŞ YERİNDEKİ YANGIN TÜPLERİNİN YERLERİ İŞARETLİMİ
5-makinelerden çıkan bir gaz var ise o gazın tahliyesi için uygun bir sistem kurulmuşmu kurulmuşsa yeterlimi
6-İŞE UYGUN KKD VARMI KULLANILIYORMU
7-işçilerin soyunma odası ve banyo wc de sıcak su mevcutmu
8-YÜKSEKTE ÇALIŞMA VAR İSE BUNUNLA İLGİLİ ÖNLEM ALINMIŞMI
9-tüm elektrikli aletlerin koruyucu donatanları takılımı
10-İŞLETMEDEKİ TÜM MAKİNE, ALET, ELEKTRİK TESİSATI, PARATONER, KLİMA, FORKLİF, TRANSPALET GİBİ EKİPMANLARIN DÜZENLİ BAKIMLARI VE AĞIR BAKIMLARI YAPILIYORMU RAPORLANIYORMU RAPORLAR SAKLANIYORMU
11-taşınabilir sedye mevcut mu, yeterli ecza dolabı var mı
12-TOZ-GÜRÜLTÜ-IŞIK-SICAKLIK ÖLÇÜMLERİ YAPILMIŞMI
13- risk analizi, acil durum eylem planı, eğitimler, atamalar mevcutmu, onaylı deftere düzenli yazılıyormu
14-YAYA YOLU ÇİZİLİMİ
15-topraklama hatti, govde topraklamasi ve kacak akim rolesi unutulmamasi gereken konulardandir.
- Published in OSGB
İş Kazalarının İşveren Açısından Sonuçları
Ülkemizde 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte işyerlerinde iş kazası ve meslek hastalığı, çalışanın korunması, işletmenin korunması ile ilgili bilinçlenmenin arttığı fakat istenilen düzeye hala varılamadığı ne yazık ki aşikâr. Birçok işverene göre sadece kanuni sorumluğu olduğundan dolayı alınan iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri aslında zaman içinde onlarca hayatın kurtarılmasını ve meslek hastalıklarının önüne geçilmesini sağlamaktadır. Çıkan kanun ve yönetmeliklerle birlikte işverenlerin hukuki sorumlulukları da genişlemiştir. Genel olarak baktığımızda çalışana gereken değer verilmemekle birlikte işverenlerin de hukuki sorumluluklarının farkında olmadığı kaçınılmaz bir gerçektir.
Hizmet verdiğimiz işletmelerde en çok karşılaştığımız sorun iş sağlığı ve güvenliğinin temeli olan eğitimlerin zaman kaybı, işin durması gibi bahanelerle yeterli sürelerde verdirilmemesi. Bana göre ilk önce işverene eğitim verilmeli çünkü alınmayan önlemler ile can kayıpları, ciddi yaralanmalar bununla birlikte gelen cezai yükümlülüklerle karşı karşıya kalabileceklerini göstermemiz gerekiyor. Seve seve almadıkları önlemleri belki korkarak yerine getirmeye başlayabilirler.
2 yıl önce iş kazası haberi geldi, uzmanlığını yaptığım güvenlik personellerinden birisi AVM’ de acil çıkış merdivenlerinde devriye attığı sırada yaklaşık 16-17 basamaktan düşerek yaralandı. Birkaç defa ameliyat oldu, uzun süre raporlu kaldı. Kaza sırasında aydınlatma arızası olduğu, 3 defa raporlanmasına rağmen hatanın düzeltilmediği, merdivenlerde kaydırmaz bant olmadığı ve duvar kısımda tutacak olmadığı, yaklaşık 1 yıl sonra gelen bilirkişi raporunda da kayıtlara alındı. Açılan dava sonucunda asıl işveren firma asli kusurlu, çalışan el feneri olmadan gece devriyesine çıktığı için tali kusurlu oldu. Burası bir fabrika, atölye ya da şantiye değil yani iş yeri nere olursa olsun kazanın basit tedbirsizlikten meydana geleceğini öğrenmiş oldum. Tabi olay sonrası hemen aydınlatma arızası giderildi, merdivenlere bant yapıştırıldı. Öncelikle hedefimiz iş kazasının olmaması ama ciddi yaralanmalı ya da ölümlü iş kazası meydana geldiğinde kimde ne kadar kusur oranı varsa hepsi tek tek hesaplanacak ve fatura sonuçlara göre rücu edilecek olduğundan işveren-işveren vekilleri ile çalışanların yükümlülüklerini çok iyi bilmesi ve yerine getirmesi gerekiyor. Özellikle çalışanlar görev yetki ve talimatların dışına çıkmamalı, mesleki yeterlilik gerektiren hiçbir işe ne suretle olursa olsun müdahale etmemeli, verilmişse kişisel koruyucu donanımlarını doğru ve düzgün kullanmalıdır diyoruz ama sahada işler pek öyle yürümüyor…
İş yerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almayan, gerekli kişisel koruyucu donanımları temin etmeyen, verilen koruyucu donanımların işçi tarafından kullanılmasını kontrol etmeyen, iş yerindeki iş sağlığı ve iş güvenliği koşullarını periyodik olarak denetlemeyen, çalışana iş sağlığı ve güvenliği eğitimini veremeyen işverenin, iş yerinde doğabilecek iş kazasını da öngörebileceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla işveren tarafından iş kazasının gerçekleşmesi istenmese dahi gerekli önlemleri almadığından, iş kazası öngörülmüş sayılır. İşçinin yaralanması veya ölümü halinde işveren bilinçli taksirle sorumlu olacaktır ve işverenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılacaktır. İşvereni kasıttan kurtaran sadece iş kazası sonucunu istememesidir. İşverenler açısından; insan yaşamının kutsallığı çerçevesinde, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 4. Maddesinin eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekmektedir.
- Published in OSGB
Risk Analizi Nedir? Nasıl Yapılır?
Risk analizi nedir?
İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmalardır.
•İş hayatındaki riskler nelerdir?
a)İş yerlerinde yapılan işlerden,
b)Yürütülen operasyon ve çeşitli proseslerden,
c)Kullanılan maddelerden,
d)Her türlü makine ve donanımlardan,
e)İş yeri veya çevresinde bulunan kişilerden,
f)İş yerinde oluşturulan organizasyonlardan,
g)Çevre koşullarından,
h)Çeşitli unsurların birbirleri ile etkileşmesinden kaynaklanır.
Ne zaman risk değerlendirilmesi yapılır?
Yapılmış risk değerlendirmesinin güncellenmesi tehlike sınıfına göre; çok tehlikeli iş yerlerinde en geç 2 yılda bir, tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri 4 yılda bir ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri en geç 6 yılda bir risk analizi yaptırmak zorundadır.
İşyerinde, daha önce hiç risk değerlendirmesi yapılmamış
olması ve çalışanların sağlık ve güvenliğini etkileyebilecek
aşağıda belirtilen önemli değişikliklerin olması durumunda,
risk değerlendirmesi yapılması gereklidir:
a) Yeni bir makine veya ekipman alınması,
b) Yeni tekniklerin geliştirilmesi,
c) İş organizasyonunda veya iş akışında değişiklikler
yapılması,
d) Yeni hammadde ve/veya yarı mamul maddelerin
üretim sürecine girmesi,
e) Yeni bir mevzuatın yürürlüğe girmesi veya mevcut
mevzuatta değişiklik yapılması,
f) İş kazası veya meslek hastalığı meydana gelmesi,
g) İş kazası veya meslek hastalığı ile sonuçlanmasa
bile yangın, parlama veya patlama gibi işyerindeki iş
sağlığı ve güvenliğini ciddi şekilde etkileyen olayların
ortaya çıkması.
Risk Değerlendirmesi Ekibinin Oluşturulması
Risk değerlendirmesine başlamadan önce, işyerindeki çalışanlardan bir ekip oluşturmalıdır. Bu ekip risk değerlendirmesi konusunda bilgilendirilmelidir. İşyerinde oluşturulacak risk değerlendirmesi ekip üyeleri aşağıdaki gibi olmalıdır;
İşveren veya vekili,
İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri,
İşyerindeki çalışan temsilcileri,
İşyerindeki destek elemanları,
İşyerindeki bütün birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mevcut veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlar.
Risk Kontrol Adımları
a) Planlama:
Risk değerlendirmesi çalışmaları, mevcut
mevzuat ve işyeri koşulları çerçevesinde planlanır.
b) İşyerinde yürütülen çalışmalarının sınıflandı-
rılması:
İşyerinde yürütülmekte olan veya yürütülecek
faaliyetler özelliklerine göre sınıflandırmaya tabi tutulur.
Sınıflandırmada, sürekli olmamakla birlikte periyodik olarak
veya değişen aralıklarla yürütülen bakım ve onarım
gibi faaliyetler de dikkate alınır. Sınıflandırmada, işyerinin
içinde ve dışında yürütülen işler, üretim veya hizmet sürecinin
aşamaları, planlanmış veya ani faaliyetler, çalışanların
görev tanımları gibi unsurlardan da yararlanılabilir.
c) Bilgi ve veri toplama:
Bilgi ve veri toplamada;
işyerinde yürütülen işler, bu işlerin süresi ve sıklığı, işin
yürütüldüğü yer, işin kim veya kimler tarafından yürü-
tüldüğü, yürütülen işten etkilenebilecek olanlar, alınmış
olan eğitimler, işin yürütümü için ön izin gerekip gerekmediği,
işin yürütümü sırasında kullanılacak makine ve
ekipman, bu makine ve ekipmanların kullanım talimatları,
kaldırılacak veya taşınacak malzemelerle bunların
özellikleri, kullanılan kimyasallar ve özellikleri, mevcut
korunma önlemleri, daha önce meydana gelmiş olan kaza
veya meslek hastalıkları gibi unsurlar dikkate alınır.
d) Tehlikelerin tanımlanması:
Aşağıda belirtilen
tehlike veya kaynaklarının bulunup bulunmadığı, tehlike
varsa bundan kimlerin ve ne şekilde etkilenebileceği
dikkate alınarak yapılır:
a) Kayma, takılma ve benzeri nedenlerle düşme,
b) Yüksekten düşme,
c) Cisimlerin düşmesi,
d) Gürültü ve titreşim,
e) Uygun olmayan duruş ve çalışma şekilleri,
f) Radyasyon ve ultraviyole ışınlar,
g) Seyyar el aletlerinin kullanımı,
h) Sabit makine ve tezgahların kullanımı,
i) Hareketli erişim ekipmanları (Merdivenler, platformlar),
j) Mekanik kaldırma araçları,
k) Ürünler, emisyonlar ve atıklar,
l) Yangın, parlama ve patlama,
m) Elle taşıma işleri,
n) Elektrikli aletler,
o) Basınçlı kaplar,
p) Aydınlatma,
r) Ekranlı araçlarla çalışma,
s) Termal konfor koşulları (Sıcaklık, nem, havalandırma),
t) Kimyasal faktörler (Toksik gaz ve buharlar, organik
solventler ve tozlar),
u) Biyolojik ajanlar (Mikroorganizmalar, bakteriler,
virüsler),
v) Rutin çalışma,
y) İşyeri yerleşim planı,
z) İş stresi v.s.
e) Risk analizi:
Belirlenen tehlikelerin verebileceği zarar,
hasar veya yaralanmanın şiddeti ve bu zarar, hasar
veya yaralanmanın ortaya çıkma olasılığı belirlenir.
Risk analizinde, tehlikeye maruz kalan kişi sayısı, tehlikeye
maruziyet süresi, kişisel koruyucuların sağladığı korunma
ve güvensiz davranışlar gibi unsurlar dikkate alınır.
f) Önlemlerin belirlenmesi:
İşyerindeki riskleri
kontrol altına alma yöntemleri, önceliğin derecesine göre
ve en öncelikli olandan daha az öncelikli olana doğru
sıralanmak üzere aşağıdaki gibi olmalıdır:
1-Riskleri kaynağında yok etmek.
2-Tehlikeli olanı, daha az tehlikeli olanla değiştirmek.
3-Mühendislik önlemlerini uygulamak.
4-İdari önlemler almak. (İşaretler, uyarılar, çalışma
süreleri.)
5-Kişisel koruyucu donanımlar sağlamak
- Published in OSGB
İş Sağlığı Ve Güvenliği Nedir? Ne Olmalıdır?
NEDİR?
Kendimizi ve iş yerindeki üretim araçlarının tehlikelerden korumaktır.
İş kazaları ve meslek hastalıkları için çalışmaların yapılmasıdır.
Teknik güvenlik anlamında kullanılmaktadır.
Kendimizin ve işimizin ayrılmaz parçasıdır.
İşveren, işçi, devlet üçlüsünün işbirliğidir.
NE OLMALIDIR?
Yukarıdaki tanıma ek olarak;
Çalışarak ya da Zamanla telafisi mümkün olmayan kayıpların önüne geçmek olabilir. Olmalıdır. Sorunumuz da bu değil mi zaten? Önüne geçememek! Arkasında kaldığımızda, eski Türk filmlerindeki suç işlendikten sonra çalan polis sirenlerinden hiçbir farkımız kalmaz. Arkasında kaldığımızda çalışan; uzuv ya da can kaybederken, Türk ekonomisi de kan kaybeder. İşveren; çalışan, para, ekipman, iş günü kayıplarından birkaçı ya da hepsini birden yaşayabilir. Uzuv ya da can kaybının önüne geçebilirsek, meydana gelmesini engelleyebiliriz. Böylelikle de, diğer kayıpları kaybetmeden kazanmış oluruz.
İş ekipmanları arızalandıklarında tamir edilebilme imkânları var. Ancak parçalanmış bir uzuv ya da can kaybının telafisi mümkün değildir. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliğinin temelinde, çalışanları iş yeri sahasına hangi sağlık koşullarında girmişler ise aynı sağlık koşullarında evlerine uğurlamak olmalıdır.
Çalışarak ya da Zamanla
On beş yıllık birikimini güvendiği bir arkadaşına borç olarak veren bir çalışan, güvendiği dağlara kar yağdığında parasını kaybeder. Ancak vücut bütünlüğü ve sağlığını koruduğu sürece çalışarak kaybını telafi edebilir.
Sevdiği kız tarafından terk edilen bir çalışan (maalesef ki emsalleri yaşanmış olan intihar girişiminde bulunmamış olacak kadar şanslı ise) aşk acısını zamanla geride bırakarak birkaç yıl sonra mutlu bir yuva kurabilir. Elbette bu örnekleri çoğaltmamız çok kolay.
İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının işleri çok zor. Çünkü bahsi geçen kayıplar yaşanmadan önce yaşanmamalarını sağlamaya çalışıyorlar. İnsanları başlarına gelmemiş kötü herhangi bir olayla ilgili uyarmak, bilgilendirmek, önlem alınmasını sağlamak insanüstü bir çaba gerektiriyor.
Hayali bir örnek ile anlatırsak daha açıklayıcı olabilir. İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı hizmet verdiği iş yerinde, çalışanlardan birini iş gözlüğü kullanması gerektiği konusunda bilgilendirdiği zaman çok sert ve olumsuz bir tepki alır. İki hafta sonraki iş yeri ziyaretinde, aynı çalışanın gözünde iş gözlüğünü gördüğünde sevinemez. Çünkü gözlüğün altındaki sol göz bandajlıdır. İş kazası yaşanmıştır ve çalışan ”yemekhanede bile gözümden çıkarmıyorum, arkadaşlar dalga geçiyor” demektedir. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının lokal olarak insan üstü çabası o gözün kaybedilmemesini sağlamaya çalışmaktır. Ve ne var ki kaybedilmemiş olmasını sağladıklarında olay meydana gelmediği için kimse bu büyük başarının farkında olamayacak.
- Published in OSGB
HİSİP Projesi Nedir?
OSGB HİSİP (OSGB Hizmet Standartlarının İyileştrilmesi Projesi) işyerlerinde verilen iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin daha etkin ve kaliteli olması noktasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan, Hekimbey OSGB olarak bizim de gönüllü olarak dahil olduğumuz pilot projedir.
HİSİP Ne İşe Yarar?
Daha basit bir şekilde HİSİP, OSGB’lerin kullanabileceği bir kalite yönetim sisteminin temellerini atma projesidir. İSG hizmetleri, risk değerlendirmesinden ortam gözetimine, çalışanların eğitimlerinden sağlık taramalarına kadar birçok alt başlığı olan iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini, sağlıklı ve güvenli bir işyeri ortamı sağlamak adına yapılan faaliyetlerin bütünü olarak kabul edilebilir. Kalite yönetim sistemleri bu durumda, İSG hizmetlerinde standartlaşmayı, yapılan işlerin kayıt altına alınmasını, izlenebilirliğin ve sürdürülebilirliğin sağlanmasını amaçlar.
HİSİP’de OSGB genel çalışma şartları dışında inşaat ve maden sektörüne öncelik verilmiştir. İnşaat ve maden sektörleri için ayrıca çalışmalar yapılmakta olup, ülkemizde en ağır kayıpların yaşandığı bu sektörlerde kayıpların azaltılması ve ileride ise sıfıra indirilmesi hedeflenmektedir.
Hekimbey OSGB olarak bu proje için çalışmalarımız devam etmektedir.
- Published in OSGB