NEDİR?
Kendimizi ve iş yerindeki üretim araçlarının tehlikelerden korumaktır.
İş kazaları ve meslek hastalıkları için çalışmaların yapılmasıdır.
Teknik güvenlik anlamında kullanılmaktadır.
Kendimizin ve işimizin ayrılmaz parçasıdır.
İşveren, işçi, devlet üçlüsünün işbirliğidir.
NE OLMALIDIR?
Yukarıdaki tanıma ek olarak;
Çalışarak ya da Zamanla telafisi mümkün olmayan kayıpların önüne geçmek olabilir. Olmalıdır. Sorunumuz da bu değil mi zaten? Önüne geçememek! Arkasında kaldığımızda, eski Türk filmlerindeki suç işlendikten sonra çalan polis sirenlerinden hiçbir farkımız kalmaz. Arkasında kaldığımızda çalışan; uzuv ya da can kaybederken, Türk ekonomisi de kan kaybeder. İşveren; çalışan, para, ekipman, iş günü kayıplarından birkaçı ya da hepsini birden yaşayabilir. Uzuv ya da can kaybının önüne geçebilirsek, meydana gelmesini engelleyebiliriz. Böylelikle de, diğer kayıpları kaybetmeden kazanmış oluruz.
İş ekipmanları arızalandıklarında tamir edilebilme imkânları var. Ancak parçalanmış bir uzuv ya da can kaybının telafisi mümkün değildir. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliğinin temelinde, çalışanları iş yeri sahasına hangi sağlık koşullarında girmişler ise aynı sağlık koşullarında evlerine uğurlamak olmalıdır.
Çalışarak ya da Zamanla
On beş yıllık birikimini güvendiği bir arkadaşına borç olarak veren bir çalışan, güvendiği dağlara kar yağdığında parasını kaybeder. Ancak vücut bütünlüğü ve sağlığını koruduğu sürece çalışarak kaybını telafi edebilir.
Sevdiği kız tarafından terk edilen bir çalışan (maalesef ki emsalleri yaşanmış olan intihar girişiminde bulunmamış olacak kadar şanslı ise) aşk acısını zamanla geride bırakarak birkaç yıl sonra mutlu bir yuva kurabilir. Elbette bu örnekleri çoğaltmamız çok kolay.
İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının işleri çok zor. Çünkü bahsi geçen kayıplar yaşanmadan önce yaşanmamalarını sağlamaya çalışıyorlar. İnsanları başlarına gelmemiş kötü herhangi bir olayla ilgili uyarmak, bilgilendirmek, önlem alınmasını sağlamak insanüstü bir çaba gerektiriyor.
Hayali bir örnek ile anlatırsak daha açıklayıcı olabilir. İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı hizmet verdiği iş yerinde, çalışanlardan birini iş gözlüğü kullanması gerektiği konusunda bilgilendirdiği zaman çok sert ve olumsuz bir tepki alır. İki hafta sonraki iş yeri ziyaretinde, aynı çalışanın gözünde iş gözlüğünü gördüğünde sevinemez. Çünkü gözlüğün altındaki sol göz bandajlıdır. İş kazası yaşanmıştır ve çalışan ”yemekhanede bile gözümden çıkarmıyorum, arkadaşlar dalga geçiyor” demektedir. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının lokal olarak insan üstü çabası o gözün kaybedilmemesini sağlamaya çalışmaktır. Ve ne var ki kaybedilmemiş olmasını sağladıklarında olay meydana gelmediği için kimse bu büyük başarının farkında olamayacak.