İş Kazalarının İşveren Açısından Sonuçları
Ülkemizde 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte işyerlerinde iş kazası ve meslek hastalığı, çalışanın korunması, işletmenin korunması ile ilgili bilinçlenmenin arttığı fakat istenilen düzeye hala varılamadığı ne yazık ki aşikâr. Birçok işverene göre sadece kanuni sorumluğu olduğundan dolayı alınan iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri aslında zaman içinde onlarca hayatın kurtarılmasını ve meslek hastalıklarının önüne geçilmesini sağlamaktadır. Çıkan kanun ve yönetmeliklerle birlikte işverenlerin hukuki sorumlulukları da genişlemiştir. Genel olarak baktığımızda çalışana gereken değer verilmemekle birlikte işverenlerin de hukuki sorumluluklarının farkında olmadığı kaçınılmaz bir gerçektir.
Hizmet verdiğimiz işletmelerde en çok karşılaştığımız sorun iş sağlığı ve güvenliğinin temeli olan eğitimlerin zaman kaybı, işin durması gibi bahanelerle yeterli sürelerde verdirilmemesi. Bana göre ilk önce işverene eğitim verilmeli çünkü alınmayan önlemler ile can kayıpları, ciddi yaralanmalar bununla birlikte gelen cezai yükümlülüklerle karşı karşıya kalabileceklerini göstermemiz gerekiyor. Seve seve almadıkları önlemleri belki korkarak yerine getirmeye başlayabilirler.
2 yıl önce iş kazası haberi geldi, uzmanlığını yaptığım güvenlik personellerinden birisi AVM’ de acil çıkış merdivenlerinde devriye attığı sırada yaklaşık 16-17 basamaktan düşerek yaralandı. Birkaç defa ameliyat oldu, uzun süre raporlu kaldı. Kaza sırasında aydınlatma arızası olduğu, 3 defa raporlanmasına rağmen hatanın düzeltilmediği, merdivenlerde kaydırmaz bant olmadığı ve duvar kısımda tutacak olmadığı, yaklaşık 1 yıl sonra gelen bilirkişi raporunda da kayıtlara alındı. Açılan dava sonucunda asıl işveren firma asli kusurlu, çalışan el feneri olmadan gece devriyesine çıktığı için tali kusurlu oldu. Burası bir fabrika, atölye ya da şantiye değil yani iş yeri nere olursa olsun kazanın basit tedbirsizlikten meydana geleceğini öğrenmiş oldum. Tabi olay sonrası hemen aydınlatma arızası giderildi, merdivenlere bant yapıştırıldı. Öncelikle hedefimiz iş kazasının olmaması ama ciddi yaralanmalı ya da ölümlü iş kazası meydana geldiğinde kimde ne kadar kusur oranı varsa hepsi tek tek hesaplanacak ve fatura sonuçlara göre rücu edilecek olduğundan işveren-işveren vekilleri ile çalışanların yükümlülüklerini çok iyi bilmesi ve yerine getirmesi gerekiyor. Özellikle çalışanlar görev yetki ve talimatların dışına çıkmamalı, mesleki yeterlilik gerektiren hiçbir işe ne suretle olursa olsun müdahale etmemeli, verilmişse kişisel koruyucu donanımlarını doğru ve düzgün kullanmalıdır diyoruz ama sahada işler pek öyle yürümüyor…
İş yerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almayan, gerekli kişisel koruyucu donanımları temin etmeyen, verilen koruyucu donanımların işçi tarafından kullanılmasını kontrol etmeyen, iş yerindeki iş sağlığı ve iş güvenliği koşullarını periyodik olarak denetlemeyen, çalışana iş sağlığı ve güvenliği eğitimini veremeyen işverenin, iş yerinde doğabilecek iş kazasını da öngörebileceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla işveren tarafından iş kazasının gerçekleşmesi istenmese dahi gerekli önlemleri almadığından, iş kazası öngörülmüş sayılır. İşçinin yaralanması veya ölümü halinde işveren bilinçli taksirle sorumlu olacaktır ve işverenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılacaktır. İşvereni kasıttan kurtaran sadece iş kazası sonucunu istememesidir. İşverenler açısından; insan yaşamının kutsallığı çerçevesinde, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 4. Maddesinin eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekmektedir.
- Published in OSGB