TEMEL YAŞAM DESTEĞİ
Solunum durması: Solunum hareketlerinin durması nedeniyle vücudun yaşamak için ihtiyacı olan oksijenden yoksun kalmasıdır. Hemen yapay solunuma başlanmaz ise bir süre sonra kalp durması meydana gelir.
Kalp durması: Bilinci kapalı kişide kalp atımının olmaması durumudur. Kalp durmasına en kısa sürede müdahale edilmezse dokuların oksijenlenmesi bozulacağı için beyin hasarı oluşur.
Kişide solunumun olmaması, bilincin kapalı olması, hiç hareket etmemesi ve uyaranlara cevap vermemesi kalp durmasının belirtisidir.
Temel Yaşam Desteği nedir?
Yaşam kurtarmak amacı ile hava yolu açıklığı sağlandıktan sonra, solunumu ve/veya kalbi durmuş kişiye yapay solunum ile akciğerlerine oksijen gitmesini, dış kalp masajı ile de kalpten kan pompalanmasını sağlamak üzere yapılan ilaçsız müdahalelerdir.
Hava yolunu açmak için baş geri çene yukarı pozisyonu nasıl verilir?
Bilinci kapalı bütün hasta/yaralılarda solunum yolu kontrol edilmelidir. Çünkü dil geriye kayabilir ya da herhangi bir yabancı madde solunum yolunu tıkayabilir. Önce ağız içine gözle bakılır, eğer yabancı cisim var ise çıkarıldıktan sonra hastaya baş geri çene yukarı pozisyonu verilir.
Bunun için;
Ø Bir el alına yerleştirilir,
Ø Diğer elin iki parmağı çene kemiğinin üzerine yerleştirilir,
Ø Alından bastırılıp, çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilir,
Ø Böylece dil yerinden oynatılarak hava yolu açıklığı sağlanmış olur.
Yapay solunum nasıl yapılır?
•Ø Hasta/yaralının hava yolu açıldıktan sonra, solunum Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile değerlendirilir,
•Ø Normal solunum yoksa( solunum yoksa veya yetersiz ve düzensiz ise) hemen yapay solunuma başlanır.YETİŞKİNLERDE DIŞ KALP MASAJI VE YAPAY SOLUNUMUN BİRLİKTE UYGULANMASI
1- Kendisinin ve hasta/yaralının güvenliğinden emin olunur,
2- Hasta/yaralının omuzlarına dokunup “iyi misiniz?” diye sorularak bilinci kontrol edilir; eğer bilinci yok ise:
3- Çevreden yüksek sesle yardım çağrılır; 112 aratılır;
4- Hasta/yaralı sert bir zemin üzerine sırt üstü yatırılır,
5- Hasta/yaralının yanına diz çökülür,
6- Hasta/yaralının boynunu ve göğsünü saran giysiler açılır,
7- Hasta/yaralının ağız içi kontrol edilir; görünen yabancı cisim var ise çıkartılır,
8- Hava yolunu açmak için bir el hasta/yaralının alnına, diğer elin iki parmağı çene kemiğinin üzerine yerleştirilir,
9- Çene kemiğinin uzun kenarı yere dik gelecek şekilde alından bastırılıp, çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilir; hastaya baş geri çene yukarı pozisyonu verilir,
10- Hasta/yaralının solunum yapıp yapmadığı bak-dinle-hisset yöntemiyle 10 saniye süre ile kontrol edilir:
•· Göğüs kafesinin solunum hareketlerine bakılır,
•· Eğilip, kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenirken diğer el göğüs üzerine hafifçeyerleştirilerek hissedilir. 11- Hasta/ yaralının solunumu yok ise, 12- Çevrede başka kimse yok ve ilkyardımcı yalnız ise, kendisi 112’yi arar,
13- Kalp basısı uygulamak için göğüs kemiğinin alt ve üst ucu tespit edilerek alt yarısına bir elin topuğu yerleştirilir,
14- Diğer el bu elin üzerine yerleştirilir,
15- Her iki elin parmakları birbirine kenetlenir,
16- Ellerin parmakları göğüs kafesiyle temas ettirilmeden, dirsekler bükülmeden, göğüs kemiği üzerine vücuda dik olacak şekilde tutulur,
17- Göğüs kemiği 5 cm aşağı inecek şekilde ( yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır,
18- Baş geri çene yukarı pozisyonu tekrar verilerek hava yolu açıklığı sağlanır,
19- Alnın üzerine konulan elin baş ve işaret parmağını kullanarak hasta/ yaralının burnu kapatılır,
20- Normal bir soluk alınır, baş geri çene yukarı pozisyonunda iken hasta/yaralının ağzını içine alacak şekilde ağız yerleştirilir,
21- Hasta /yaralının göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar her biri 1 saniye süren 2 nefes verilir, havanın geriye çıkması için zaman verilir,
22- Hasta/ yaralıya 30 kalp masajından sonra 2 solunum yaptırılır, (30;2)
23- Temel yaşam desteğine hasta/yaralının yaşamsal refleksleri veya tıbbi yardım gelene kadar kesintisiz devam edilir.
ÇOCUKLARDA (1-8 YAŞ) DIŞ KALP MASAJI VE YAPAY SOLUNUMUN BİRLİKTE UYGULANMASI
1- Kendisinin ve çocuğun güvenliğinden emin olunur,
2- Çocuğun omuzlarına dokunup “iyi misiniz?” diye sorularak bilinci kontrol edilir; eğer bilinci yok ise:
3- Çevreden yüksek sesle yardım çağrılır; 112 aratılır;
4- Çocuk sert bir zemin üzerine sırt üstü yatırılır,
5- Çocuğun yanına diz çökülür,
6- Çocuğun boynunu ve göğsünü saran giysiler açılır,
7- Ağız içi gözle kontrol edilir; hava yolu tıkanıklığına neden olan yabancı cisim var ise çıkartılır,
8- Hava yolunu açmak için bir el hasta/yaralının alnına, diğer elin iki parmağı çene kemiğinin üzerine yerleştirilir,
9- Çene kemiğinin uzun kenarı yere dik gelecek şekilde alından bastırılıp, çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilir; çocuğa baş geri çene yukarı pozisyonu verilir,
10- Hasta/yaralının solunum yapıp yapmadığı bak-dinle-hisset yöntemiyle 10 saniye süre ile kontrol edilir:
•· Göğüs kafesinin solunum hareketlerine bakılır,
•· Eğilip, kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenirken diğer el göğüs üzerine hafifçeyerleştirilerek hissedilir.
•11- Solunum yok ise; alnın üzerine konulan elin baş ve işaret parmağını kullanarak çocuğun burnu kapatılır, 12-Baş geri çene yukarı pozisyonunda iken çocuğun ağzını içine alacak şekilde ağız yerleştirilir,
•13- Çocuğun göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar her biri 1 saniye süren 2 nefes verilir, havanın geriye çıkması için zaman verilir,
•14- Kalp basısı uygulamak için göğüs kemiğinin alt ve üst ucu tespit edilerek alt yarısına bir elin topuğu yerleştirilir, (çocuk yetişkin görünümündeyse yetişkinlerde olduğu gibi iki el ile kalp basısı uygulanır ) ,
15- Elin parmakları göğüs kafesiyle temas ettirilmeden, dirsek bükülmeden, göğüs kemiği üzerine vücuda dik olacak şekilde tutulur,
16- Göğüs kemiği 5 cm aşağı inecek şekilde ( yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır,
17- Çocuğa 30 kalp masajından sonra 2 solunum yaptırılır (30;2) ,
18- İlkyardımcı yalnız ise; 30;2 göğüs basısının 5 tur tekrarından sonra 112’yi kendisi arar,
19- Temel yaşam desteğine çocuğun yaşamsal refleksleri veya tıbbi yardım gelene kadar kesintisiz devam edilir.
BEBEKLERDE (0–12 AY) DIŞ KALP MASAJI VE YAPAY SOLUNUMUN BİRLİKTE UYGULANMASI
1- Kendisinin ve bebeğin güvenliğinden emin olunur,
2- Ayak tabanına hafifçe vurarak bilinci kontrol edilir; eğer bilinci yok ise,
3- Çevreden yüksek sesle yardım çağrılır; 112 aratılır;
4- Bebek sert bir zemin üzerine sırt üstü yatırılır,
5- İlkyardımcı temel yaşam desteği uygulayacağı pozisyonu alır (yerde uygulama yapacak ise diz çöker, masa v.b. yerde uygulama yapacak ise ayakta durur),
6- Bebeğin boynunu ve göğsünü saran giysiler açılır,
7- Ağız içi gözle kontrol edilir; hava yolu tıkanıklığına neden olan yabancı cisim var ise çıkartılır,
8- Hava yolunu açmak için, bir el bebeğin alnına, diğer elin iki parmağı çene kemiğine koyulup baş hafifçe yukarı geri itilerek eğilir, baş geri çene yukarı pozisyonu verilir,
9- Bebeğin solunum yapıp yapmadığı bak-dinle-hisset yöntemiyle 10 saniye süre ile kontrol edilir:
•· Göğüs kafesinin solunum hareketlerine bakılır,
•· Eğilip, kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenirken diğer el göğüs üzerine hafifçeyerleştirilerek hissedilir,
•10- Solunum yoksa ağız dolusu nefes alınır ve ağız bebeğin ağız ve burnunu içine alacak şekilde yerleştirilir, 11-Bebeğin göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar her biri 1 saniye süren 2 solunum verilir, havanın geriye çıkması için zaman verilir,
•12- Kalp basısı uygulamak için bebeğin (iki meme başının altındaki hattın ortası göğüs merkezini oluşturur) göğüs merkezi belirlenir,
•13- Bir elin orta ve yüzük parmağı bebeğin göğüs merkezine yerleştirilir,
•14- Göğüs kemiği 4 cm aşağı inecek şekilde ( yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır,
•15- Bebeğe 30 kalp masajından sonra 2 solunum yaptırılır (30;2) ,
•16- İlkyardımcı yalnız ise; 30;2 göğüs basısının 5 tur tekrarından sonra 112’yi kendisi arar,
•17- Temel yaşam desteğine bebeğin yaşamsal refleksleri veya tıbbi yardım gelene kadar kesintisiz devam edilir.
Hava yolu tıkanıklığı nedir?
Hava yolunun, solunumu gerçekleştirmek için gerekli havanın geçişine engel olacak şekilde tıkanmasıdır. Tıkanma tam tıkanma ya da kısmi tıkanma şeklinde olabilir.
Hava yolu tıkanıklığı belirtileri nelerdir? Kısmi tıkanma belirtileri:
Ø Öksürür,
Ø Nefes alabilir, Ø Konuşabilir.
Bu durumda hastaya dokunulmaz, öksürmeye teşvik edilir.
Tam tıkanma belirtileri:
- Nefes alamaz,
- Acı çeker, ellerini boynuna götürür, Ø Konuşamaz,
- Rengi morarmıştır.
Bu durumda Heimlich Manevrası (=Karına bası uygulama) yapılır.
Bilinci yerinde tam tıkanıklık olan kişilerde Heimlich Manevrası (=Karına bası uygulama) nasıl
uygulanır?
• Hasta ayakta ya da oturur pozisyonda olabilir,
• Hastanın yanında veya arkasında durulur,
• Bir elle göğsü desteklenerek öne eğilmesi sağlanır,
• Diğer elin topuğu ile hızla 5 kez sırtına ( kürek kemikleri arasına) süpürür tarzda vurulur,
• Tıkanıklığın açılıp açılmadığına bakılır, açıldıysa işlem durdurulur,
• Tıkanıklık açılmadıysa heimlich manevrası yapılır;
• Hastanın arkasına geçip sarılarak gövdesi kavranır,
• Bir elin başparmağı midenin üst kısmına, göğüs kemiği altına gelecek şekilde yumruk yaparak konur. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır,
• Kuvvetle arkaya ve yukarı doğru bastırılır,
• Bu hareket 5 kez yabancı cisim çıkıncaya kadar tekrarlanır,
• Tıkanıklık açılmadıysa tekrar sırtına vurulur,
• Bu işlemler 5’er kez olacak şekilde dönüşümlü olarak tekrarlanır,
• Hastanın bilinci kapanırsa, sert zemin üzerine yatırılır,
• Şah damarından nabız ve solunum değerlendirilir,
• Tıbbi yardım istenir (112),
• Temel yaşam desteği uygulanır.Bilincini kaybetmiş(=bilinci kapalı) kişilerde Heimlich Manevrası:
• Hasta yere yatırılır, yan pozisyonda sırtına 5 kez vurulur,
• Tıkanma açılmadığı takdirde hasta düz bir zeminde başı yana çevrilir,
• Hastanın bacakları üzerine ata biner şekilde oturulur,
• Bir elin topuğunu göbek ile göğüs kemiği arasına yerleştirilir, diğer el üzerine konur,
• Göbeğin üzerinden kürek kemiklerine doğru eğik bir baskı uygulanır,
• Şah damarından nabız ve solunum değerlendirilir,
• İşleme yabancı cisim çıkıncaya kadar devam edilir,
• Tıbbi yardım istenir (112),
• Bu hareketi 5–7 kez yabancı cisim çıkıncaya kadar ya da yardım gelinceye kadar devam edin,
• Bu tür olgularda havayolu tıkanıklığından şüphelenildiğinde, ilkyardımcılar Temel Yaşam Desteği uygulamalarını yapacaklardır. Kurtarıcı nefes verdikten sonra hava gitmiyorsa tıkanıklık olduğu düşünülür, ilkyardımcı ağız içinde yabancı cisim olup olmadığını kontrol etmeli, yabancı cisim görüyorsa çıkarmalıdır.
Bebeklerde tam tıkanıklık olan hava yolunun açılması (*):
• Bebek ilkyardımcının bir kolu üzerine ters olarak yatırılır,
• Başparmak ve diğer parmakların yardımıyla bebeğin çenesi kavranarak boynundan tutulur veyüzüstü pozisyonda öne doğru eğilir,
• Baş gergin ve gövdesinden aşağıda bir pozisyonda tutulur,
• 5 kez el bileğinin iç kısmı ile bebeğin sırtına kürek kemiklerinin arasına hafifçe vurulur,
• Diğer kolun üzerine başı elle kavranarak sırtüstü çevrilir,
• Yabancı cismin çıkıp çıkmadığına bakılır,
• Çıkmadıysa başı gövdesinden aşağıda olacak sırtüstü şekilde tutulur,
• 5 kez iki parmakla göğüs kemiğinin alt kısmından karnın üs kısmına baskı uygulanır,
• Yabancı cisim çıkana kadar devam edilir,
• Tıbbi yardım istenir (112).(*)Bebek çok küçük ise ve karından baskı uygulanamıyorsa bebekler için yukarıda anlatılan uygulamalar yapılır. Ancak diğer hallerde bebeklerde yapılan uygulamalar, bilinci kapalı erişkinlerde yapılan Heimlich Manevrası uygulamaları ile aynıdır. Kısmi tıkanıklık olan kişilerde nasıl ilkyardım uygulanır?
• Eğer kişinin hava yolunda yeterli hava giriş çıkışı mevcutsa, kazazede öksürmeye teşvik edilmeli, yakından izlenmeli ve başka bir girişimde bulunulmamalıdır. Kazazedenin henüz ayakta durabildiği bu dönemde onun arka tarafında yer alınmalıdır,
• Bu durumda, kazazede öncelikle bulunduğu pozisyonda bırakılmalıdır,
• Kazazedenin solunum ve öksürüğü zayıflarsa ya da kaybolursa ve morarma saptanırsa derhal girişimdebulunulmalıdır,
• Belirgin bir yabancı cisim, yerinden çıkmış veya gevşemiş takma dişleri varsa bunlar yerinden çıkarılır,
• Eğer yabancı cisim görülemiyorsa ve hastanın durumu kötüye gidiyorsa yukarıda tam tıkanmada anlatılan uygulamalara başlanır.
- Published in EĞİTİM
HASTA/YARALININ VE OLAY YERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
İlkyardımcının bilmesi gereken ve vücudu oluşturan sistemler nelerdir?
İlkyardımcının insan vücudu, yapısı ve işleyişi konusunda bazı temel kavramları bilmesi, ilkyardımcı olarak yapacağı müdahalelerde bilinçli olmasını kolaylaştırır.
Hareket sistemi: Vücudun hareket etmesini, desteklenmesini sağlar ve koruyucu görev yapar. Hareket sistemi şu yapılardan oluşur:
•Kemikler
• Eklemler
• Kaslar
Dolaşım sistemi: Vücut dokularının oksijen, besin, hormon, bağışıklık elemanı ve benzeri elemanları taşır ve yeniden geriye toplar. Dolaşım sistemi şu yapılardan oluşur:
•Kalp
•Kan damarları
• Kan
Sinir sistemi: Bilinç, anlama, düşünme, algılama, hareketlerinin uyumu, dengesi ve solunum ile dolaşımı sağlar. Sinir sistemi şu yapılardan oluşur:
•Beyin
• Beyincik
• Omurilik
• Omurilik soğanı
Solunum sistemi: Vücuda gerekli olan gaz alışverişi görevini yaparak hücre ve dokuların oksijenlenmesini sağlar. Solunum sistemi şu organlardan oluşur:
• Solunum yolları
•Akciğerler
Boşaltım sistemi: Kanı süzerek gerekli maddelerin vücutta tutulması, zararlı olanların atılması görevlerini yaparak vücutta iç dengeyi korur.
Boşaltım sistemi şu organlardan oluşur:
• İdrar borusu
•İdrar kesesi
•İdrar kanalları
•Böbrekler
Sindirim sistemi: Ağızdan alınan besinlerin öğütülerek sindirilmesi ve kan dolaşımı vasıtasıyla vücuda
dağıtılmasını sağlar. Sindirim sistemi şu organlardan oluşur:
•Dil ve dişler
•Yemek borusu
•Mide
•Safra kesesi
•Pankreas
•Bağırsaklar
Yaşam Bulguları İle İlgili Önemli Göstergeler Nelerdir?
Hasta/yaralıyı değerlendirmeden önce yaşam bulgularının anlamlarının bilinmesi gerekmektedir. Çünkü; bu bulguların var veya yok olması yapılacak müdahaleler için önem taşımaktadır.Yaşam bulguları dediğimizde, hasta/yaralının;
—Bilinci,
—Solunumu,
—Dolaşımı,
—Vücut Isısı,
—Kan Basıncından söz edilmektedir. Bilinç Durumunun Değerlendirilmesi:
Öncelikle, hasta/yaralının bilinç durumu değerlendirilir.
Normal bir kişi kendine yöneltilen tüm uyarılara cevap verir. Bilinç düzeyi yaralanmanın ağırlığını gösterir. Bilinç düzeyleri;
Kişinin bilinci yerinde ise= Tüm uyarılara cevap verir.
1 Derece Bilinç Kaybı = Sözlü ve gürültülü uyaranlara cevap verir.
2 Derece Bilinç Kaybı = Ağrılı uyaranlara cevap verir.
3 Derece Bilinç Kaybı = Tüm uyaranlara karşı tepkisizdir, cevap vermez, Solunum Değerlendirilmesi:
Hasta/yaralının solunumu değerlendirilirken;
—solunum sıklığına,
—Solunum aralıklarının eşitliğine,
—Solunum derinliği’ne bakılır.
Kişinin 1 dakika içinde nefes alma ve verme sayısı solunum sıklığıdır. —Sağlıklı yetişkin bir kişide dakikada solunum sayısı 12–20, —Çocuklarda 16–22,
—Bebeklerde 18-24’dür.
Kan Basıncının Değerlendirilmesi:
Hasta/yaralı değerlendirilirken kan basıncı kontrol edilmez. Ancak, kan basıncının anlamının bilinmesi önemlidir.
Kalbin kasılma ve gevşeme anında damar duvarına yaptığı basınçtır. Kalbin kanı pompalama gücünü gösterir. Normal değeri 100/50- 140/100 mm Hg’dir.
Nabız Değerlendirilmesi:
Kalp atımlarının atardamar duvarına yaptığı basıncın damar duvarında parmak uçlarıyla hissedilmesine nabız denmektedir.
—Yetişkin bir kişide normal nabız sayısı dakikada 60–100, —Çocuklarda 100–120,
—Bebeklerde 100-140’dır.
Vücutta nabız alınabilen bölgeler nelerdir?
• Şah damarı (adem elmasının her iki yanında)
•Ön-kol damarı (Bileğin iç yüzü, başparmağın üst hizası) Ø Bacak damarı (Ayak sırtının merkezinde)
•Kol damarı (Kolun iç yüzü, dirseğin üstü)
Hasta/yaralıların dolaşımını değerlendirirken, çocuk ve yetişkinlerde şah damarından, bebeklerde kol atardamarından nabız alınır.
Vücut Isısının Değerlendirilmesi:
İlkyardımda vücut ısısı koltuk altından ölçülmelidir.
Normal vücut ısısı 36,5 C’dir. Normal değerin üstünde olması yüksek ateş, altında olması düşük ateş olarak belirtilir. 41–42 C üstü ve 34,5 C tehlike olduğunu ifade eder. 31.0 C ve altı ölümcüldür.
Hasta/yaralının değerlendirilmesinin amacı nedir?
Hastalık ya da yaralanmanın ciddiyetinin değerlendirmesi, Ø İlkyardım önceliklerinin belirlenmesi,
Yapılacak ilkyardım yönteminin belirlenmesi,
Güvenli bir müdahale sağlanması.
Hasta/yaralının ilk değerlendirilme aşamaları nelerdir?
Hasta/yaralıya sözlü uyaranla ya da hafifçe omzuna dokunarak “iyi misiniz?” diye sorularak bilinç durumu değerlendirmesi yapılır. Bilinç durumunun değerlendirilmesi daha sonraki aşamalar için önemlidir. Buna göre hasta/yaralının ilk değerlendirilme aşamaları şunlardır:
A. Havayolu açıklığının değerlendirilmesi:
Özellikle bilinç kaybı olanlarda dil geri kaçarak solunum yolunu tıkayabilir ya da kusmuk, yabancı cisimlerle solunum yolu tıkanabilir. Havanın akciğerlere ulaşabilmesi için hava yolunun açık olması gerekir.
Hava yolu açıklığı sağlanırken hasta/yaralı baş, boyun, gövde ekseni düz olacak şekilde yatırılmalıdır.
•Ø Bilinç kaybı belirlenmiş kişide; ağız içine önce göz ile bakılmalı, eğer yabancı cisim var ise işaret parmağı yandan ağız içine sokularak cisim çıkartılmalıdır.
•Ø Daha sonra bir el hasta/yaralının alnına, diğer elin 2 parmağı çene kemiğinin üzerine koyulur, alından bastırılıp çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilip Baş geri -Çene yukarı pozisyonu verilir. Bu işlemler sırasında sert hareketlerden kaçınılmalıdır.B. Solunumun değerlendirilmesi: İlkyardımcı, başını hasta/yaralının göğsüne bakacak şekilde yan çevirerek yüzünü hasta/yaralının ağzına yaklaştırır, Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile solunum yapıp yapmadığını 10 saniye süre ile değerlendirir.
• Göğüs kafesinin solunum hareketine bakılır,
• Eğilip kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenir ve hastanın soluğunu yanağındahissetmeye çalışılır,
•Solunum yoksa derhal yapay solunuma başlanır.
C. Dolaşımın değerlendirilmesi:
Dolaşımın değerlendirilmesi için ilkyardımcı; çocuk ve yetişkinlerde şah damarından, bebeklerde kol atardamarından 3 parmakla 5 saniye süre ile nabız almaya çalışılır.
İlk değerlendirme sonucu hasta/yaralının bilinci kapalı fakat solunum ve nabzı varsa derhal koma pozisyonuna getirerek diğer yaralılar değerlendirilir.
Hasta/yaralının ikinci değerlendirmesi nasıl olmalıdır?
İlk muayene ile hasta/yaralının yaşam belirtilerinin varlığı güvence altına alındıktan sonra ilkyardımcı ikinci muayene aşamasına geçerek baştan aşağı muayene yapar.
İkinci değerlendirme aşamaları şunlardır:
Görüşerek bilgi edinme:
◦Kendini tanıtır,
◦Hasta/yaralının ismini öğrenir ve adıyla hitap eder,
◦Hoşgörülü ve nazik davranarak güven sağlar,
◦Hasta/yaralının endişelerini gidererek rahatlatır,
◦Olayın mahiyeti, koşulları, kişisel özgeçmişleri, sonuç olarak ne yedikleri, kullanılan ilaçlar ve alerjinin varlığı sorularak öğrenilir.Baştan aşağı kontrol yapılır:
◦Bilinç düzeyi, anlama, algılama,
◦Solunum sayısı, ritmi, derinliği,
◦Nabız sayısı, ritmi, şiddeti,
◦Vücut veya cilt ısısı, nemi, rengi
Baş: Saç, saçlı deri, baş ve yüzde yaralanma, morluk olup olmadığı, kulak ya da burundan sıvı veya kan gelip gelmediği değerlendirilir, ağız içi kontrol edilir.
Boyun: Ağrı, hassasiyet, şişlik, şekil bozukluğu araştırılır. Aksi ispat edilinceye kadar boyun zedelenmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir.
Göğüs kafesi: Saplanmış cisim, açık yara, şekil bozukluğu ya da morarma olup olmadığı, hafif baskı ile ağrı oluşup oluşmadığı, kanama olup olmadığı değerlendirilmelidir. Göğüs kafesi genişlemesinin normal olup olmadığı araştırılmalıdır. Göğüs muayenesinde eller arkaya kaydırılarak hasta/yaralının sırtı da kontrol edilmelidir.
Karın boşluğu: Saplanmış cisim, açık yara, şekil bozukluğu, şişlik, morarma, ağrı ya da duyarlılık olup olmadığı ve karnın yumuşaklığı değerlendirilmelidir. Eller bel tarafına kaydırılarak muayene edilmeli, ardından kalça kemiklerinde de aynı araştırma yapılarak kırık veya yara olup olmadığı araştırılmalıdır.
Kol ve bacaklar: Kuvvet, his kaybı varlığı, ağrı, şişlik, şekil bozukluğu, işlev kaybı ve kırık olup olmadığı, nabız noktalarından nabız alınıp alınmadığı değerlendirilmelidir.
İkinci değerlendirmeden sonra mevcut duruma göre yapılacak müdahale yöntemi seçilir.
Olay yerini değerlendirmenin amacı nedir?
Olay yerinde tekrar kaza olma riskinin ortadan kaldırılması,
Olay yerindeki hasta/yaralı sayısının ve türlerinin belirlenmesidir.
Olay yerinin hızlı bir şekilde değerlendirilmesinin ardından yapılacak müdahaleler planlanır.
Olay yerinin değerlendirilmesinde yapılacak işler nelerdir?
Herhangi bir olay yerinin değerlendirilmesinde aşağıdakiler mutlaka yapılmalıdır:
•Kazaya uğrayan araç mümkünse yolun dışına ve güvenli bir alana alınmalı, kontağı kapatılmalı, el freni çekilmeli, araç LPG’li ise aracın bagajında bulunan tüpün vanası kapatılmalıdır,
•Olay yeri yeterince görünebilir biçimde işaretlenmelidir. Kaza noktasının önüne ve arkasına gelebilecek araç sürücülerini yavaşlatmak ve olası bir kaza tehlikesini önlemek için uyarı işaretleri yerleştirilmeli; bunun için üçgen reflektörler kullanılmalıdır,
•Olay yerinde hasta/yaralıya yapılacak yardımı güçleştirebilecek veya engelleyebilecek meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır,
•Olası patlama ve yangın riskini önlemek için olay yerinde sigara içilmemelidir,
•Gaz varlığı söz konusu ise oluşabilecek zehirlenmelerin önlenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır,
•Ortam havalandırılmalıdır,
•Kıvılcım oluşturabilecek ışıklandırma veya çağrı araçlarının kullanılmasına izin verilmemelidir,
•Hasta/yaralı yerinden oynatılmamalıdır,
•Hasta/yaralı hızla yaşam bulguları yönünden (ABC) değerlendirilmelidir,
•Hasta/yaralı kırık ve kanama yönünden değerlendirilmelidir,
•Hasta/yaralı sıcak tutulmalıdır,
•Hasta/yaralının bilinci kapalı ise ağızdan hiçbir şey verilmemelidir,
•Tıbbi yardım istenmelidir (112),
•Hasta/yaralının endişeleri giderilmeli, nazik ve hoşgörülü olmalıdır,
•Hasta/yaralının paniğe kapılmasını engellemek için yarasını görmesine izin verilmemelidir,
•Hasta/yaralı ve olay hakkındaki bilgiler kaydedilmelidir,
•Yardım ekibi gelene kadar olay yerinde kalınmalıdır.
- Published in EĞİTİM
GENEL İLKYARDIM BİLGİLERİ
Herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun kötüye gitmesini önleyebilmek amacı ile olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın, mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır.
Acil tedavi nedir?
Acil tedavi ünitelerinde, hasta/yaralılara doktor ve sağlık personeli tarafından yapılan tıbbi müdahalelerdir.
İlkyardım ve acil tedavi arasındaki fark nedir?
Acil tedavi bu konuda ehliyetli kişilerce gerekli donanımla yapılan müdahale olmasına karşın, ilkyardım bu konuda eğitim almış herkesin olayın olduğu yerde bulabildiği malzemeleri kullanarak yaptığı hayat kurtarıcı müdahaledir.
İlkyardımcı kimdir?
İlkyardım tanımında belirtilen amaç doğrultusunda hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç gereçlerle, ilaçsız uygulamaları yapan eğitim almış kişi ya da kişilerdir.
İlkyardımın öncelikli amaçları nelerdir?
Hayati tehlikenin ortadan kaldırılması,
Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesinin sağlanması,
Hasta/yaralının durumunun kötüleşmesinin önlenmesi,
İyileşmenin kolaylaştırılması.
İlkyardımın temel uygulamaları nelerdir?
İlkyardım temel uygulamaları Koruma, Bildirme, Kurtarma (KBK) olarak ifade edilir.
Koruma:
Kaza sonuçlarının ağırlaşmasını önlemek için olay yerinin değerlendirilmesini kapsar. En önemli işlem olay yerinde oluşabilecek tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmaktır.
Bildirme:
Olay / kaza mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde telefon veya diğer kişiler aracılığı ile gerekli yardım kuruluşlarına bildirilmelidir. Türkiye’de ilkyardım gerektiren her durumda telefon iletişimleri, 112 acil telefon numarası üzerinden gerçekleştirilir.
112’nin aranması sırasında nelere dikkat edilmelidir?
• Sakin olunmalı ya da sakin olan bir kişinin araması sağlanmalı,
• 112 merkezi tarafından sorulan sorulara net bir şekilde cevap verilmeli,
• Kesin yer ve adres bilgileri verilirken, olayın olduğu yere yakın bir caddenin ya da çok bilinen bir yerin adı verilmeli,
• Kimin, hangi numaradan aradığı bildirilmeli,
• Hasta/yaralı(lar)ın adı ve olayın tanımı yapılmalı,
• Hasta/yaralı sayısı ve durumu bildirilmeli,
• Eğer herhangi bir ilkyardım uygulaması yapıldıysa nasıl bir yardım verildiği belirtilmeli,112 hattında bilgi alan kişi, gerekli olan tüm bilgileri aldığını söyleyinceye kadar telefon kapatılmamalıdır.
Kurtarma (Müdahale):
Olay yerinde hasta / yaralılara müdahale hızlı ancak sakin bir şekilde yapılmalıdır.
İlk yardımcının müdahale ile ilgili öncelikli yapması gerekenler nelerdir?
Hasta / yaralıların durumu değerlendirilir (ABC) ve öncelikli müdahale edilecekler belirlenir,
Hasta/yaralının korku ve endişeleri giderilir,
Hasta/yaralıya müdahalede yardımcı olacak kişiler organize edilir,
Hasta/yaralının durumunun ağırlaşmasını önlemek için kendi kişisel olanakları ile gerekli müdahalelerde bulunulur,
• Kırıklara yerinde müdahale edilir
• Hasta/yaralı sıcak tutulur,
• Hasta/yaralının yarasını görmesine izin verilmez,
•Hasta/yaralıyı hareket ettirmeden müdahale yapılır,
•Hasta/yaralının en uygun yöntemlerle en yakın sağlık kuruluşuna sevki sağlanır (112)
(Ancak, ağır hasta/yaralı bir kişi hayati tehlikede olmadığı sürece asla yerinden kıpırdatılmamalıdır)
İlkyardımcının özellikleri nasıl olmalıdır?
Olay yeri genellikle insanların telaşlı ve heyecanlı oldukları ortamlardır. Bu durumda ilkyardımcı sakin ve kararlı bir şekilde olayın sorumluluğunu alarak gerekli müdahaleleri doğru olarak yapmalıdır. Bunun için bir ilkyardımcıda aşağıdaki özelliklerin olması gerekmektedir:
– İnsan vücudu ile ilgili temel bilgilere sahip olmalı, Ø Önce kendi can güvenliğini korumalı,
– Sakin, kendine güvenli ve pratik olmalı,
– Eldeki olanakları değerlendirebilmeli,
– Olayı anında ve doğru olarak haber vermeli (112’yi aramak),
– Çevredeki kişileri organize edebilmeli ve onlardan yararlanabilmeli, Ø İyi bir iletişim becerisine sahip olmalıdır.
Hayat kurtarma zinciri nedir?
Hayat kurtarma zinciri 4 halkadan oluşur. Son iki halka ileri yaşam desteğine aittir ve ilkyardımcının görevi değildir.
1.Halka – Sağlık kuruluşuna haber verilmesi
2.Halka – Olay yerinde Temel Yaşam Desteği yapılması
3.Halka – Ambulans ekiplerince müdahaleler yapılması
4.Halka – Hastane acil servislerinde müdahale yapılmasıdır.
İlkyardımın AB si nedir?
Bilinç kontrol edilmeli, bilinç kapalı ise aşağıdakiler hızla değerlendirilmelidir:
A. Hava yolu açıklığının değerlendirilmesi
B. Solunumun değerlendirilmesi ( Bak-Dinle-Hisset)
- Published in EĞİTİM
CİLT UYGULAMALARI
Bütün Kadınlar güzeldir, bakımlı ve doğal kadınlar daha da güzeldir.
Parmağınızı cildinizde gezdirin. Cildinizin yağlı bir tabakayla kaplı olduğunu fark edeceksiniz. Bu tabaka, sebum ve sudan oluşan cildin koruyucu tabakasıdır. İşte bu koruyucu tabakanın içerisindeki sebum yani yağ oranı cilt tipinizi belirler.
Eğer sebum oranı az ise cildiniz kuru; fazla ise yağlı; normal ve dengeli ise normal ve karma cilttir.
Kuru cilt oldukça incedir ve gözenekleri çok küçüktür. Görünümü ise mat ve serttir. Dokununca kuru ve pürtüklüdür. Cilt kendini koruma özelliğini tam olarak yerine getiremediği için iç ve dış faktörlerden kolayca etkilenip tahriş olur. Sık sık gerilir, kaşınır, karıncalanır, çatlar ve soyulur. Banyodan sonra kızarıklıklar oluşur, sabun ve kireçli su rahatsızlık verir. Fazlasıyla nemsizdir, günlük bakım kremi kullanılmasına rağmen hala kuruluk ve gerginlik hissedilir.
Unutmamanız gereken, cildiniz hangi tipte olursa olsun, fazla güneşlenme, mevsim değişimleri ve hormonal etkenler nedeniyle nemsizlik, hassasiyet veya kuruluk gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Bu durumda yapmanız gereken, özel bakım uygulamaktır.
- Published in ESTETİK
LAZER EPİLASYON
Vücuttaki istenmeyen kılların (laser hair removal yöntemi) ile yok edilmesi dünyada yaklaşık 20 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bu süre içinde Nd- Yag, Alexandraite ve Diode lazerler olmak üzere 3 farklı jenerasyon lazer epilasyon cihazları geliştirilmiştir. Bayanların yanı sıra erkeklerin de ilgi gösterdiği lazer epilasyon ( lazerli Epilasyon ) yöntemi, Avrupa ve Amerika’da da milyonlarca kişide başarı ile uygulanmaktadır.
Lazer Epilasyon’da Neden Birden Fazla Seans Gereklidir?
Vücut kılları anajen, katajen ve telojen olarak adlandırılan üç gelişim evresinde bulunur. Her kıl bu evrelerden, birbirinden bağımsız farklı zamanlarda geçmektedir. Lazer epilasyon ( Lazerli Epilasyon ) sadece anajen (aktif) dönemdeki kılları etkiler. Bu nedenle tek seansta uygulanan bölgedeki tüm kılları yok etmek mümkün olmamaktadır. Tedavi süreci için (1-1,5 yıla yayılmış olarak) vücut bölgelerinde ortalama 5-6 seans; yüzde 7-8 seans denenebilir.
Lazer Epilasyonda Seans Aralıkları Nasıl Olmalıdır?
Epilasyon işleminde seans sıklığı yüz bölgesinde 1- 1,5 ay, vücut bölgelerinde 2- 2,5 ay’dır. Tedavi ilerledikçe seans aralıkları uzamaktadır. Örneğin üçüncü – dördüncü seanstan sonraki uygulamalara daha seyrek aralıklarla gereksinim duyulmaktadır.
Lazer Epilasyon’da Seanslar Ne Kadar Sürer?
Lazer epilasyon ( Lazerli Epilasyon ) yönteminde çok kısa sürelerde, büyük alanlarda çalışma yapılabilir. Her seans uygulama yapılacak bölgenin genişliğine göre farklı sürede tamamlanır. Örneğin, komple bacaklar, sırt gibi büyük alanlar ortalama 2- 2,5 saat, koltuk altı, bikini bölgesi, yüz gibi daha küçük bölgeler 10 -15 dakika, bıyık, çene gibi küçük bölgeler 2- 3 dakika gibi sürelerde taranmaktadır.
Lazer Epilasyonun Yan Etkisi Var mıdır?
İşlem, hastanın cilt ve kıl tipine uygun enerji değerleri ile yapıldığında lazer epilasyon ( Lazerli Epilasyon ) ‘un kalıcı yan etkisi yoktur. Uygulama sonrasında kısa süreli olarak, hafif bir kızarıklık, kabarıklık ve yanma görülebilir ki bu da tedaviden sonraki birkaç saat içinde kendiliğinden geçmektedir. Çok hassas ciltlerde kızarıklıklar 2 -3 gün devam edebilir.
Lazer Epilasyonu Kimler Uygular?
Lazer epilasyon (Lazerli Epilasyon) uygulamasının güvenli ve etkin bir şekilde yapılması için kişinin kıl ve cilt tipine göre değişen değerlerle yapılması büyük önem taşımaktadır. Güvenli, kalıcı ve kısa sürede tamamlanan bir tedavi için cilde gönderilecek ışınının dokuya zarar vermeden kıl kökünde maksimum tahribat yapması gerekmektedir. Buna göre ışının jul cinsinden enerji değerleri ve milisaniye cinsinden gönderilme süresi ve sıklığı kişinin cilt rengi, kıl rengi, kıl kalınlığı ve yoğunluğuna göre farklılık göstermektedir.
Her Mevsime, Her Cilt Tipine, Farklı Lazer Tipi İle Yaklaşım…
Lazer Işınının Epilasyon Etkisi Nasıl Oluşur?
İstenmeyen tüylerin lazer ile yok edilmesi yönteminde temel prensip; kıl ve kıl kökünde bulunan, kıla rengini veren melanin pigmenti ile ışığın etkileşimidir. Melanin, üzerine düşen lazer ışınını absorbe eder. Absorbe olan ışın, ısı enerjisine dönüşerek kıl kökünü tahrip eder.
Kalıcı lazer epilasyon (Lazerli Epilasyon) yöntemi için lazer ışınının cildin derinliklerine nüfuz ederek kıl köküne ulaşması ve ısı enerjisine dönüşerek köke hasar vermesi gerekir. Kıl kökleri, vücudun çeşitli yerlerinde değişmekle birlikte yüzeyin 2-5 mm altındadır. Epilasyon amaçlı geliştirilen cihazlarda, ışının -dalga boyu- cilt altında ulaştığı mesafenin bu sınırlar içinde olması gerekmektedir.
Lazer epilasyon (Lazerli Epilasyon) ‘da seçici fototermoliz denen yöntem kullanılarak melanin taşıyan kılı yok etmeye yetecek, ancak çevredeki dokuya zarar vermeyecek ölçüde lazer ışını gönderilmektedir. Bu nedenle güvenli ve etkili bir epilasyon için, cilt rengi; kıl rengi, kalınlığı ve yoğunluğu dikkate alınarak cilde gönderilecek enerji değerini ve gönderilme süresini belirlemek büyük önem taşır. Gelişmiş lazer epilasyon teknolojilerinde kişinin cilt ve kıl özelliklerine göre özel ayarlamalar yapılmasını mümkün kılan gelişmiş bilgisayar sistemleri bulunmaktadır. Kişiye ve bölgeye özel en efektif dozların uzman doktorlar tarafından belirlenmesi gerekmektedir. Zira işlemin olması gerekenden düşük dozlarla uygulanması seansların uzamasına, tam tersine yüksek olması ciltte yanık ve lekelenmelere yol açmaktadır.
- Published in ESTETİK
KUAFÖR HİZMETİ
KALICI MAKYAJ
Permanent make up yani kalıcı makyaj doğal pigmentleri cildin üzerine yerleştirme sanatıdır. Tamamen doğal mineral ve bitki pigmentlerinin mükemmel bileşiminden elde edilir. Kesinlikle yan etkisi yoktur. Steril ve tek kullanımlık iğnelerle kişiye özel olarak doğal ve mineral renklerin deri yüzeyinin hemen altına zerk edilme işlemidir. İşlem tamamlandıktan sonra epidermis hücreleri ölür ve yenilenir.
Kalıcı Makyaj Nasıl Yapılır?
Çoğu kişi uygulama anını hafif bir batma hissi olarak tarif eder. Kişinin ağrı duyarlılığı ve uygulayıcının el hafifliğine göre farklılıklar gösterecek minimum bir rahatsızlık söz konusudur. Bölgede oluşabilecek rahatsızlıkları en aza indirmek ve bölgeyi uyuşturmak için lokal anestezi uygulaması yapılır. İşlemin uzunluğu kişinin hassasiyetine, cilt nemine, yoğunluğuna, elastikiyetine ve cildin genel durumuna göre değişebilir. Ortalama süre 30 dakika ile 1 saat arasında değişir.
SAÇ BAKIMI
Saçlarınızın Kaybettiği doğallığı geri kazandırıyor ve onlara hacim veriyoruz.yıllarca hava koşullarından etkilen saçlarınızın bakımını uzman kadro ve kaliteli ürünler ile yapıyoruz
- Published in ESTETİK
EL AYAK BAKIMI
Ayak Sağlığı
Bilinçli ayakkabı seçimleri yaşam süreci içinde oluşabilecek bazı sağlık problemlerini engelleyebildiği gibi, bazı ayak probleminin tedavisini de sağlıyor. Buna göre, ayak sağlığı için öncelikle ayağın şekline uygun ayakkabılar seçmeye özen göstermek gerekiyor.
Rasgele, (sonradan genişler) düşüncesiyle alınan ayakkabılar ayak sağlığını olumsuz olarak etkiliyor ve basma bozukluğuna, tırnak batmalarına, ayak mantarlarına, acılı nasırlara, ayak parmaklarında şekil bozukluklarına, çabuk yorulmaya, bilek burkulmalarına, ayak, bacak ve bel ağrılarına ve ayakta kalıcı deformasyonlarına sebep olabiliyor. Ayakkabı seçerken ilk kriterin, model ve renkten önce rahatlık olması gerekiyor. Bunun için ayakkabının doğal malzemelerden imal edilmiş olmasına özen göstermek gerekiyor. Ayakkabıyı alırken her ikisinin de giyilip yürürken test edilmesi gerekiyor. Ayrıca, en uzun parmak ile ayakkabının ucu arasında yarım santim boşluk olmasına dikkat etmek gerekiyor. Bağcıklı ayakkabılar ayağı daha iyi kavradığı ve kan dolaşımını engellemeyecek şekilde ayarlanabildiği için tavsiye ediliyor.
Anatomik ayakkabıların ise ayakta önemli taşıyıcı noktaları desteklediği için yürüyüşü rahatlatıcı yönü bulunuyor. Anatomik ayakkabılar vücudun rahat taşınmasını sağlıyor, omuriliğin duruşunu destekliyor, kişinin yorulmasını geciktiriyor. Doğal malzemeden üretilen ayakkabılar cilt sağlığının korunmasını sağlıyor, nasır, batık tırnak ve mantar gibi rahatsızlıkların oluşmasını engelliyor. Doğru ayakkabı ve sandaletler de ayağa egzersiz yaptırıyor.
Ayak Sağlığı İçin Dikkat Edilecek Hususlar
Ayak sağlığında dikkat edilmesi gereken temel kurallar ise şöyle sıralanıyor:
1Dar kalıplı, üstü basık, sivri burunlu, yüksek topuklu ayakkabılar nasır ve benzeri bir çok problemin davetiyesidir.
2Ayak ağrılarını kulak arkası etmeyin. Kalıcı ağrı varsa bir uzmana görünün.
3Ayaklarınızdaki ısı ve renk değişmelerini, yaraları inceleyin. Kalınlaşan veya düzensiz büyüyen tırnaklar mantar belirtisi olabilir. Ayağın herhangi bir yerindeki büyüme normal addedilmez.
4Ayağınızı, özellikle parmak aralarını düzenli olarak yıkayın ve çok iyi kurulayın.
5Ayak tırnaklarını düz kesin ve çok kısaltmayın. Tırnakların kenarını kesmeyin. Batık tırnaklara neden olabilir.
6Şeker hastaları, kan dolaşımı problemi olanlar ve kalp hastalarının tırnaklarının başkaları tarafından kesilmesi daha doğrudur. Çünkü bu grup enfeksiyona eğilimlidir.
7Ayakkabının ayağa göre olması önemlidir. Ayakkabı alışverişinizi ayaklarınızın şiş durumuna denk getirin. Aşırı yıpranmış ayakkabıları mümkünse kullanmayın.
8Yaptığınız etkinliğe uygun ayakkabı seçin. Örneğin koşarken gündelik ayakkabınızı değil, koşu ayakkabısı giyin.
9Her gün aynı ayakkabıyı kullanmayın.
10Yara ve enfeksiyona açık ortamlarda yalınayak yürümeyin. Sandalet giyiyorsanız güneşli havalarda vücudunuz gibi ayaklarınızı da kremleyin.
11Ayak hastalılarında kocakarı ilaçlarına rağbet etmeyin küçük bir sorunu büyük bir soruna dönüştürebilirsiniz.
12Şeker hastasıysanız yılda bir ayak uzmanına görünmelisiniz.
- Published in ESTETİK
GÖZALTI MORLUK GİDERME
Göz altı morlukları, şiş, torbalanma ve kırışık sorununuz varsa, gözlerinizin çevresindeki değişim ve iyileşmeye inanamayacaksınız. Hekimbey Güzellik Merkezi olarak Dermo yöntemlerle uygulanan özel göz çevresi yenileyici vitaminler ile göz altı morluklarınızdan kurtulacaksınız.
- Published in ESTETİK
PDO ( ÖRÜMCEK AĞ – COLLEGEN İPLER )
Örümcek Ağ – Collegen İpler
Son Yıllarda Fazlasıyla Tercih Edilen Ameliyatsız Örümcek Ağı Estetiği ile Yüz Germe Yöntemi
Örümcek Ağı Estetiği Nedir ?
Birkaç yıl önce geliştirilen ve tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanılan bir cilt gerdirme(lifting) uygulamasıdır. Threadlift veya FTC olarak da bilinir. Cildin altına yerleştirilen ve insana hiçbir zararı olmayan ipliklerle istenilen bölgede gerdirme sağlanır.
Hangi Bölgelere Uygulanır ?
Vücudun pek çok bölgesinde uygulanabilmesine karşın, özellikle göz altı torbaları ve yanak sarkmalarıyla yüzde, çene çizgisi ve boyun gerdirmede sıkça kullanılır.
Nasıl Uygulanır ?
Pek çok uygulama metodu bulunduğundan doktorun karar vereceği şekilde gerdirilme yapılacak bölgelerde belirlenen noktalara insan vücuduna uyumlu polidiyoksanon (PDO) cerrahi iplikler(cerrahi sütürler) uygulanır.
- Published in ESTETİK
MESOTHERAPY
Mesotherapy
Cildin dışından uyguladığımız kremler, solüsyonlar daha çok cildin üst kısmını besler, canlandırır. Fakat cildin asıl canlanması gereken kısmı alt deridir. Mezolifting, vitamin, antioksidan, hyaluronik asit gibi karışımların cildin alt kısımlarına enjekte edilmesine dayanan etkili bir tedavi yöntemidir.
Mezoliftingin Etkisi
Cildin kolajen ve elastin üretimini artırarak cilt yenilenmesini sağlar. Cilt daha parlak bir görünüm alır. Cildin elastikiyeti artarak sarkmalar azalır.
Mezolifting Hangi Problemlerde Etkilidir?
Yüz, boyun, dekolte ve ellerde oluşan sarkma ve yaşlılık etkilerini gidermede etkilidir.
Cilt Mezoterapisi Tedavi Süreci
Tedavi, hazırlanan karışımın cilt altına enjekte edilmesi şeklindedir. Mikro enjektörlerle yapılan işlem ağrısız ve acısızdır yada tolere edilebilecek düzeydedir. Hasta tedaviden sonra gündelik yaşamına devam edebilir.
Cilt Mezoterapisi Sonrası Uyarılar
Tedaviden hemen sonra direkt güneş ışınlarına maruz kalınmamalıdır.
- Published in ESTETİK